Marka tescil işlemlerinde kullanım ispatı marka literatüründe kendisine yer bulan ve detaylıca incelenilmesi gereken bir konudur. Akıllarda oluşabilecek soru işaretleri için bu konunun detaylıca ele alınması gerekir. Bu sebeple doğru bir şekilde değerlendirebilmek adına ayrıntılı bilgileri yazımızın devamında bulabilir, marka tescil alanında tüm işlemleriniz ve sorularınız için Markiz Patent ekibi ile iletişime geçebilirsiniz.
Genel hatlarıyla bakıldığında Türk Marka Hukuku’nda markanın tescili için markanın kullanım koşulu aranmamaktadır. Ancak bu noktada belirtilmelidir ki markanın kullanımı bazı durumlarda önem arz etmektedir. Marka hukukunda kullanım ispatı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 19/2. maddesinde düzenlenmiş olup bahsi geçen hüküm çerçevesinde, markanın yayımına Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca yapılan itirazlarda, belirli koşulların meydana gelmesi halinde; itiraz eden taraf markasını ciddi şekilde kullanmakta olduğuna dair delil ibraz etmelidir.
Yayıma itiraz halinde kullanım ispatı delillerinin sunulmasının talep edilmesi için, kanunda birtakım şartlar öngörülmüştür. Buna göre marka tescil işlemlerinde kullanım ispatı koşulları üç madde de ele alınabilir. İlk olarak belirtilmelidir ki yayıma itiraz, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca yapılan nispi ret sebeplerine ilişkin itirazlardan olmalıdır. Burada kilit nokta olarak Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5. maddesi gereğince yapılacak mutlak ret nedenlerine ilişkin itirazlar, maddenin kapsamı dışında tutulmuştur.
İkinci koşul itiraz gerekçesi marka, itiraz edilen markanın başvuru tarihinde, en az beş yıldır tescilli olmalı şeklinde sıralanabilir. Üçüncü koşul olarak ise başvuru sahibi, yayıma itiraz dilekçesine karşı sunacağı itiraza karşı görüş dilekçesinde kullanım ispatı talebini belirtmek durumundadır şeklinde açıklanabilir. Bu çerçevede bahsi geçen koşullar meydana geldiği takdirde, itiraz sahibi kullanım ispatı delillerini sunacak ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından işbu deliller değerlendirilecektir.
Kullanım ispatı ile ilgili olarak delil konusu birçok kişinin merak ettiği bir hususu oluşturmaktadır. Burada açıkça belirtilmelidir ki kullanım ispatı talebi üzerine sunulacak deliller, markanın Türkiye’de ciddi biçimde kullanıldığını göstermelidir. İşbu delillerin, itiraza dayanak gösteren mal ve/veya hizmetler bakımından sunulması önemlidir. Bakıldığında itiraza konu olan markanın sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir. Tüm bunlara ek olarak kullanım ispatı delilleri itiraza konu olan başvurunun, başvuru ya da rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içindeki kullanımlarına yönelik olmalıdır.
Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından sunulan Kullanım İspatı Kılavuzu uyarınca faturalar, katalog, fiyat listesi ve ürün kodları, ürün, ambalaj ve tabela örnekleri, reklam, tanıtım, promosyon, pazar araştırması, kamuoyu araştırması gibi deliller, kullanım ispatı olarak sunulabilir. Markanın kullanıldığını kanıtlamak için sunulacak söz konusu delillerin, markanın yurt sınırları dahilinde, marka sahibi ya da onun rızasıyla üçüncü kişiler tarafından, temel işlevine uygun olarak, ayırt edici özelliğini kaybetmeyecek şekilde ve ciddi biçimde kullanıldığını göstermesi gerekmektedir.
Markanın haklı bir nedene dayanılarak kullanılmaması bir başka değinilmesi gereken konudur. Böyle bir durumda Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 19/2. maddesi gereği, itiraz sahibi kişi veya kurum, itiraz gerekçesi markasını kullanmamasına ilişkin haklı olduğunu gösteren sebepleri bulunduğuna ilişkin delil sunması halinde, itiraz gerekçesini oluşturan markasının kullanımını ispatlamasına gerek kalmamaktadır.
Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayınlanan Kullanım İspatı Kılavuzu uyarınca marka sahibinin, beş yıllık süre içinde markayı haklı nedenlerden ötürü kullanmamasına yol açabilecek durumlara, savaş, ekonomik krizler, doğal afetler, gümrük yönetmeliğinde yaşanan değişiklikler, ithalat alanındaki kısıtlamalar ve konulan ambargolar örnek olarak verilebilir. Bu nedenlere ek olarak, markanın tescil edildiği malın özelliklerine bağlı olarak da haklı neden oluşabilir. Kullanmamaya ilişkin haklı sebeplerin de bu beş yıllık süreç içerisinde olması gerekmektedir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 26. maddesi ile Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından markanın iptaline karar verilebilecek haller düzenlenmiş olup işbu maddenin “a” bendi ile Kanun’un 9. maddesine atıf yapıldığı görülmektedir. Bakıldığında kanunun 9. maddesi ise “Markanın Kullanılması” başlıklıdır. Söz konusu madde ile tescil tarihinden başlayarak beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal ya da hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan veya kullanımına beş yıl kesinti olmaksızın ara verilen markanın iptaline karar verileceği düzenlenmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 192/1-(a) bendi ile ile ilgili hükmün yayım tarihinden yedi yıl sonra, 10 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe gireceği; Kanun’un 4. geçici maddesi ile ise 10 Ocak 2024 tarihine kadar bu yetkinin mahkemeler tarafından kullanılacağı düzenlenmekteydi. Bahsi geçen yedi yıllık sürenin dolması ile birlikte, markaların iptaline ilişkin yetki Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nden Türk Patent ve Marka Kurumu’na geçmiş bulunmaktadır.
Markanın sahip olduğu ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklılık gösteren unsurlarla kullanılması, markanın sadece ihracat maksadıyla mal veya ambalajlarda kullanıma sunulması ve marka sahibinin izni ile kullanımının gerçekleşmesi halleri kanunda açıkça kullanım olarak kabul edilmiştir. İptal durumları, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete yönelik bulunuyorsa, sadece o mal ve/veya hizmet açısından kısmi iptale karar verilir. Bu doğrultuda, sunulan kullanım delilleri iyi incelenmeli ve markada yer alan mal ve/veya hizmetlerle delillerin örtüşüp örtüşmediği hususu değerlendirilmelidir. Bu noktada marka örneğini değiştirecek biçimde iptal kararı verilemeyeceği de belirtilmelidir. Marka iptalini talep eden başvurular, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere yahut hukuki haleflerine karşı ileri sürülür. İptalin değerlendirilmesi sürecinde hak sahibinin değişmesi hâlinde ise sicilde yer alan ve hak sahibi olarak görünen kişiye karşı işlemler gerçekleştirilir. Kullanmama nedeniyle iptal talebinin doğru tarafa yönlendirilmesi son derece önemlidir.
Özetle marka hukukunda kullanım ispatı ve markanın kullanmama nedeniyle iptali süreçleri, teknik detaylar içeren konulardır. Bu sebeple marka tescil işlemlerinde kullanım ispatı hususunda marka vekillerinden danışmanlık almanız tavsiye edilmektedir. Bu noktada alanında uzman ve deneyimli kadrosuyla titizlikle çalışmalarına devam eden Markiz Patent ile iletişime geçebilir ve daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Bu anlamda markiz@markiz.com.tr adlı mail adresini veya 0 (212) 347 62 55 numaralı telefonu kullanarak bize ulaşabilirsiniz.